Batı Tıbbı hücrelerin dokuların ve organların biyokimyasına bakarken, Enerji tıbbı temelinde, hücrelerin doku ve organların gelişmesini ve tamirini organize eden bedenin enerji alanına odaklanır. Hasar görmüş olan enerji şablonunu değiştirmek, hücrelerin canlılığını ve kişinin ruh beden bütünlüğünü iyileştirmek için en etkili yöntemdir.
Temeli eski Çin, Hindistan ve Mısır’a dayanan köklü bir iyileşme tekniğidir. İnsanların fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duygusal durumları bir enerji tarafından yönetilir.
Enerji tıbbına göre; enerjide bir bozukluk olduğunda ağrı ve hastalıklar ortaya çıkar. Kötü beslenme alışkanlıkları, stres ve duygusal problemler, blokaj ve dengesizliklere neden olur. Vücudumuzda yanlış giden şeylerin ilk belirtileri titreşimsel ve elektro manyetik hasar frekansları şeklinde ortaya çıkar.
Gestalt psikolojisi 20. yüzyılın ilk yıllarında Avrupa ve Almanya'da gelişen ve etkilerini günümüzde de sürdüren önemli psikoloji akımlarından biridir. Parça parça veya ayrı ayrı birimlerin birleşip anlamlı bir şekil kazanmasına Gestalt denir.
Gestalt, Türkçe'de 'herkesin kendine özgü olarak bütünü algılaması ve bu algılamasının onun için olan anlamı' demektir.
Gestalt Terapisi öncelikle bir felsefedir, yaşama bakış ve yaşamı anlayış şeklidir. Bu anlayışa göre de insanlar evrenin kendisiyle bir harmoni oluşturmaya çalışmaktadır.
Gestalt kuramında birey merkeze alınmakla beraber çevresi ile olan etkileşimi de holistik (bütüncül) bir şekilde ele alınmaktadır.
Gestalt, bakınca gördüğümüzü zannettiğimiz şekilleri görmemize olanak tanıyan zemini de birlikte görmeyi öğreten bir bakış açısıdır.
Gestalt bakış açısına göre, her davranış, her olgu içinde yapılanmış olduğu zeminle birlikte anlamlandırılmalıdır. Diyelim ki yolda birine rastladınız, gülümsediniz, tanıdığınız bir kişi, fakat o size gülümsemedi. Gülümsememiş olması görebildiğimiz bir davranış. Buna atfettiğimiz anlam bizim zeminimize bağlıdır, çünkü ne anlam atfedeceğimiz “canım, dalgındır, görmemiştirden…vayyy adama bak bana selam vermedi” ye kadar gidebilen bir spectrum üzerinde değişebilir. Gestalt bakış açısında şunu sağlayacak, aslında atfettiğimiz anlamın o adamcağızla hiçbir ilgisi yok, ne anlam atfedersek atfedelim, o bizimle ilgili. Ben zeminimde neyi barındırırsam algıladığım uyaranlara ilişkin üreteceğim anlam barındırdıklarımla sınırlıdır. Görmediğim, okumadığım, duymadığım, üzerinde düşünmediğim, koklamadığım, tatmadığım hiçbir şeyi anlam üretmek için kullanamam. Dolayısı ile benim dünyam benim yaşadıklarımla sınırlıdır.
Gestalt ile şu çok net ortaya çıkar. Sen, (yani insan) kendinle ilgili , senin dışındaki olgulara bakıp, seninle alakaları yokmuşçasına anlam üretiyorsun ama dışardaki nesneler senin kendini tanıman için sana sadece ayna vazifesi görüyor. İşte bunu çok fark etmen için çok güzel bir araç.
Bu felsefede iyi-kötü, mükemmel-mükemmel olmayan, doğru-yanlış gibi yargılara pek yer yoktur. Çünkü metodolijisi fenomenolojiktir. Bu, şimdi ve burada 5 duyumu sadece şimdi ve buradaki uyaranları algılamak üzere kullandığım zaman yaşıyorum demektir. Dolayısı ile an’da mükemmeliyet diye birşey yok ki…Doğada aptal ağaç, akıllı ağaç yoktur. Ağaç ağaçtır, o anda rüzgar varsa yaprakları sallanır, yağmur varsa ıslanır.
Gestalt. Bir yaşam felsefesidir. Benim için Gestalt bir terapi yöntemi kesinlikle değildir. Bir yaşam biçimidir.
- Seanslarınıza randevu alırken, ne istediğimizi belirtmemiz mi gerekiyor, mesela ben Gestalt uygulaması veya Brennan Şifa Uygulaması almak istiyorum diye mi size başvuracağım?
Hayır, siz sadece neye ihtiyacınız olduğunu, şikayetinizi ne olduğunu bana söyleyerek seans talebinde bulunuyorsunuz, bu şu bile olabilir ‘Hayatımda hep aynı kısır döngü ile iş yaşamımda olaylar yaşıyorum, çok başarılıyken, birdenbire işten çıkarılma tecrübesi deneyimliyorum. Veya Hayatıma giren erkek arkadaşlarım veya kız arkadaşlarım hem aynı profilden insanlar oluyor ve hep ilişkilerimde üzülen taraf oluyorum. Veya Çok şiddetli migren ağrılarım var. Gibi sadece ihtiyacınızı veya şikayetinizi dile getiriyorsunuz. Ben ihtiyaca göre size seansımızı organize ediyorum, ve bu genelde seans esnasında şekilleniyor.
Acmos yöntemi, sağlık tedavisinde devrimsel bir yaklaşımdır. Acmos'un İngilizce açılımı 'Analysis of the Compability of Matter on the Organism and its Synergy' dir. Anlamı 'Maddenin Organizma üzerindeki Uyumunum Analizi ve Sinerjisi'dir. Acmos Metodunun amacı vücudun bütünsel enerji dengesini sağlamaktır.
(www.barbarabrennan.com) , fizikçi ve NASA’da görev almış bir bilim insanı olan Barbara Brennan tarafından geliştirilmiştir. Barbara Brennan kendi geliştirmiş olduğu teknikleri 1982’den bu yana Amerika Miami’deki okulunda öğretmektedir. En çok satanlar listesinde olan kitapları Işığın Elleri ile Işığın Doğuşu enerji çalışmaları konusunda çok değerli iki çalışmadır.
Brennan Şifa Bilimi kişinin spritüal, duygusal, düşünsel ve fiziksel hayat tecrübesine derinden temas eden bir yaklaşımdır. Kişisel gelişim sürecimizi destekleyerek, yüksek algı algılama alanımızı genişleten kalıcı değişimleri amaçlar. Bu bilim vücudumuzda bulunan enerji noktalarında ki tıkanıklıkların tespit edilmesi aracılığı ile sıkıntımızın belirlenmesine ve bunun akabinde vücudun dengesinin sağlanmasına yardımcı olur. Brennan Danışmanları dört senelik bir eğitim sonucunda Brennan Danışman unvanı ile okullarından ilk lisans programından mezun olurlar. Bunlar iyileştirme teknikleri üzerinde çalışan, zihin, beden ve duygular arasındaki bağlantıların duygusal farkındalığına sahip olan kişilerdir. Hem dört yıllık lisans hem de ileri düzey çalışma programları uygulayıcıdan adanmaya önemli miktarda yatırım yapmasını gerektirir. BHS Danışmanları her şifa seansını kutsal bir deneyim olarak tutar. Danışmanın ana hedefi, size eşsiz şifa yolculuğunuzda yeterlik, dürüstlük ve merhamet ile destek vermektir. BHS Danışmanı, iyileşme ve dönüştürme sürecinizi en iyi şekilde kolaylaştıracak güvenli ortam yaratmayı taahhüt eder. Seanslar teke tek yürütülür. Ayakta, yatarak, uzaktan uygulanabilir. Kişi kıyafetleri ile bir masaj masasına yatar ve danışman elleri ile Brennan tekniklerini uygulayarak fiziksel ve ruhsal olarak bedenlere enerji verir. Brennan Şifa Bilimi, günümüzün genel sorunlarından biri olan stres yönetimi, çatışma yönetimi gibi konulara destek olduğu gibi ayrıca hastalıklar ve rahatsızlıklar yaşayan ve yaşamış olanlara yardımcı olabilir, tedavi süreçlerini kısaltabilir, hızlandırabilir ve destekleyebilir. Bunların bazıları; Ameliyat (evveli veya sonrası), Ağrılar, Depresyon/Aksiyeler, Kalp rahatsızlıkları, Sırt problemleri, MS (multiple sclerosis), Kanser.
Hellinger Terapisi olarak da tanınan, Familien Aufstellung adıyla 90’lı yıllarda Almanya’da ortaya çıkmış olan Aile Dizimi Terapisi, ailenin kuşaklar boyu, birbirine görünmez bir bağla bağlı olduğu anlayışına dayanmaktadır. Bireyi, içinde doğduğu ailenin şekillendirdiğine inanan bu anlayış, ailenin belirli bir sistem oluşturduğunu ileri sürmektedir. Durumda psikolojik rahatsızlıkların önemli bir kısmına, hatta belki de çoğunluğuna içinden çıktığımız kök ailede yaşanmış sorunlar sebep olmaktadır.
Eğer aile içinde şiddet, intihar, cinayet, düşük, ana baba rollerinde uygunsuzluk gibi bir sebeple sistemde bir bozulma veya aile sıralamasında bir kopma olursa, bundan aile fertlerinin hepsi, hatta – etkisinin derinliği oranında gelecek kuşaklar da etkilenmektedir. Ailenin bireyin psikolojik yapısı üzerine olan etkisinin kaçınılmazlığı fikrine Freud’dan bu yana kimse itiraz etmemiştir. İtirazlar bu etkinin niteliği, derecesi ve şiddeti üzerinedir. Buna rağmen Freud’dan bu yana Aile ve Sistemik Aile Terapileri çıkıncaya kadar herkes, ortaya çıkan marazın aileden bağımsız olarak kişilerin bireysel terapisini savunmaktaydılar.
İlk defa Bert Hellinger, Sistemik Aile terapisi çerçevesinde ve Fenomenolojik psikoloji anlayışı içinde, bireyi ailesine geri götürüp, ailesiyle içrek dünyada barıştırarak; aile sistemi içinde var olan mevcut yerini göstererek, sistemin yıkılan, bozulan yanlarını onararak geleneksel terapi anlayışlarına ciddi bir fark attı.
İkincisi ve belki de daha önemlisi: ailesiyle “ruhunun derinliklerinde buluşturulacak” olan bireyin yaşı, yaşadığı mekan, zaman ve ortam, ait olduğu ailenin diğer üyelerinin yaşıyor olup olmadığı da önemli değildir. Bu proses bireyin tamamen kendi iç dünyasında yaşanmaktadır. Gerçek hayatta böyle bir barışı yaşamaya kalkışmak belki on yılları kapsayacak, belki de hiç mümkün olamayacaktır.
Aile Dizimi çalışmasından geçen kimselerde eşleri, çocukları, ebeveynleri ve kardeşleriyle ilişki yeni baştan, yeni doğan bir bebeğin saflığı ve sıcaklığıyla kurgulanmakta, derin bir içsel huzura kavuşulmaktadır. Korkular, zayıflıklar, özgüven sorunları, öfke kin, soğukluk ve katılık gibi duygular müteakip bir yıl içinde yerini kendine güvene, güçlü duruşa ve kararlılığa; sıcak, yumuşak ve uyumlu davranışlara terk etmekte, böylece yaşam yeni baştan daha enerjik ve dış dünyayla barışık halde yeniden yapılanmaktadır.
Tüm bu içsel yenilenmenin sonunda kaygılar, duygusal bozukluklar, takıntılar ve çok çeşitli bedensel şikayetlerden kurtulmak çoğunlukla mümkün olmaktadır.